Bir Vampire Aşık Olmak

Posted by On 2/04/2009 12:57:00 ÖÖ
| More
Bookmark and Share

Yazar: Platypus
ALACAKARANLIK

Orijinal İsim :
Twilight
Yönetmen : Cathrine Hardwicke
Senaryo: Stephanie Meyer (kitap), Melissa Rosenberg
Tür: Fantastik, gerilim, romantik
Yapım Yeri/Tarihi/ Dili:
USA /2008/ İngilizce
Yapımcı:Wyck Godfrey, Michele Imperato, Karen Rosenfelt, Jamie Marshall, Greg Mooradian, Mark Morgan, Patrick Thomas Smith
Süre: 122 dakika
Oyuncular : Kirsten Stewart, Robert Pattinson, Billy Burke, Ashley Greene, Nikki Reed, Jackson Rathbone, Kellan Lutz, Peter Facinelli, Taylor Lautner, Cam Gigandet, Elizabeth Reaser, Edi Gathegi, Rachelle Lefevre
Konu Özeti :
On yedi yaşındaki Isabella Swan babası Charlie ile birlikte yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington’a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup, on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır. Edward’ın ilk başlarda romantizmden uzak durmaya çalışmasına rağmen sonrasında birbirlerine aşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde Bella’nın hayatı tehlikeye girer ve Edward’ın ailesi Alice, Carlisle, Esme, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.
IMDB notu: 6.1
IMDB linki : http://www.imdb.com/title/tt1099212/

Alacakaranlık, Stephanie Meyer'in dört kitaplık Alacakaranlık serisinin ilk kitabından uyarlandı. Kitapları okumadığım için uyarlama başarısı konusunda yorum yapamıyorum ; tüm yorumlarım sadece film ile ilgili olacak.

Karşımızda çok yeni olmasa da enterasan bir vampir öyküsü var. Baş rollerdeki karakterlerimiz insanların köşe bucak kaçağı tipler değiller, hatta özellikle de Edward Cullen, herkesin (özellikle de genç kızların) tanışmak isteyeceği bir vampir! Vampirlerimiz insan kanıyla beslenmemeyi seçen, sosyal yaşantıya uyum sağlamaya çalışan ve sürekli son model otomobillerde gezen "vejeteryan" ve aristokrat vampirler. (Kısa bir not : Ailenin filmde kullandıkları arabalarına bir göz atalım: Edward - Gümüş Volvo S60R, Rosalie kırmızı BMV M3 convertible, Carlisle - Mercedes S55 AMG ve Emmett - Jeep Wrangler )

Kirsten Stewart, Edward'ın bir yakın bir uzak davranışları ve bir de bunun üstüne vampir olduğunu öğrenmesi sonucu ne yapacağını şaşıran Isabella rolünde çok iyi. Kitabı okumadığım için kitaptaki karaktere uymuş mu uymamış mı bir yorum yapamıyorum. Ama filmdeki Bella'nın etrafındaki gençlerden farklılığını, biraz daha içe kapanık, kendi halinde takılan, kendine yeten akıllı kız havasını güzel vermiş. Robert Pattinson da Edward gibi alışılmadık bir vampir için ideal seçim gibi gözüküyor. Romantik sahnelerde daha iyi olabilirdi belki ama genele baktığınızda Pattinson da iyi iş çıkarmış.


Yine de tüm vampir aileisinden en zevkle izleyecekleriniz öyle sanıyorum ki Alice (Ashley Greene) ve Jasper (Jackson Rathbone) olacak. Jasper ailenin en yeni vejeteryanı ve uyum sağlamakta yaşadığı zorluğu gerçekten gözlerinden okuyabiliyorsunuz. Alice ise geleceği görebiliyor, Bella'nın vampir olacağını da görmüş. Ama Edward'ın sürekli altını çizdiği gibi vizyonları değişken, çünkü insanlar onun gördüğünden farklı yolları seçebiliyorlar. (Altta: Alternatif Vampir Ailesi : Emmett Cullen, Rosalie Hale, Esme Cullen, Edward Cullen, Carlisle Cullen, Alice Cullen, Jasper Hale)


Victoria (Rachelle Lefevre) bu filmdeki nomad vampirler arasında, serinin diğer filmlerinde de görülecek olan tek vampir. Son derece güçlü hislere sahip, avlanmayı takıntı haline getiren James(Cam Gigandet) ise bende Edward'dan daha zeki ve karizmatik bir vampir izlenimi bıraktı. Nomadların lideri Laurent rolündeki Edi Gathegi'yi ise Dr. House dizisinin hayranları, filmde uzun saçlı ve deri ceketli de olsa eminim hemen tanımışlardır. Dr. House'un takımındaki genç beyinlerden biri olan Gathegi, Alacakaranlık'ta göçebe ve barışcıl 300 küsur yaşında bir vampir olarak karşımıza çıkıyor.(Altta : James, Laurent, Victoria)

Alacakaranlık'ın esprileri ve bazı replikleri de bir "gençlik filmi"nden beklediğimin çok üstündeydi.

Makyajı kesinlikle çok başarılı. Özellikle de oyuncuların gerçek hallerini gördüğünüz zaman anlıyorsunuz bunu. (Altta: Jackson Rathbone - Jasper Hale, Ashley Greene - Alice Cullen)














Filmin çekildiği yerler ise tek kelimeyle harika. Bütün film bir görsel şenlik. Sadece efektlerden bahsetmiyorum. Zaten vampirlerin vampirliklerini gösterdikleri bir kaç sahne dışında özel efektlere pek rastlamıyoruz. Filmin de odak noktasında bir aksiyon filminden çok garip bir aşk hikayesini var ve filmdeki tüm gerilim ve heyecan da buradan kaynaklanıyor. Yani özel efektelere, en azından serinin ilk filminde, her sahnede rastlamıyoruz.

Vampirler güneş ışığını sevmediği için tüm film boyunca güneşin gözüktüğü topu topu iki üç sahne var. Yani Alacakaranlık'ta hep gri bir gökyüzü var. Ama yine de manzaralar enfes. Yönetmen Catherine Hardwicke de özellikle kapalı ve yağmurlu havalarda çekim yapmakta zorunda olduklarını, birçok yönetmenin aksine hava kapandığında sevindiğini ama yine de çekimlerde çok zorlandıklarını söylüyor.

Filmin müzikleri ise ortalama. Baştan sona sık sık karşınıza çıkan ve bende artık "Twilight müziği" etiketi olusturan bir melodi var, henüz kime ait olduğunu bulamadım. Bence en başarılı müzik-görüntü uyumu vampir ailesinin beyzbol oynadığı sahnede yakalanmış. Muse - Supermassive Black Hole ve doğaüstü güçlerin beyzbol aşkı.

Benim kişisel notum 10 üzerinden 7. Bol ödül alabilecek cinsten bir uyarlama değil ama hoş vakit geçirmek istiyorsanız birebir.

0 yorum

Yorum Gönder

Eyyvah Eyvah